Hakkımda

“Sanatımla uğraşırken kendimi kaybedip tekrar buluyorum ve bir eserimi bitirdiğimde sanki uykudan uyandırılmış bir insanın şaşkınlığı içerisinde seyrediyorum dış dünyayı.”

Merhaba,

Ben Burcu Kızılkaya.
İçimde her zaman ondan bundan bir parça öğrenen meraklı bir sanatçı vardı. Kimya mühendisi olarak başladığım kariyerime finansçı olarak devam ederken her zaman koşarak gittiğim yer kafamdaki renkli fikirleri hayata geçirebileceğim atölyelerdi. Yıllar içerisinde birçok sanat dalından birçok teknik ve malzeme öğrendim. Sanırım içimdeki renkli karakterden dolayı, tek bir dalda yoğunlaşmak yerine çeşitli teknikleri harmanlamak bana her zaman daha çekici geldi. Dünyamızın da geldiği son içler acısı durumdan dolayı atık malzemeleri kullanarak yeniden birşeyler yaratmak düşüncesi çok baskın çıktı ve bu düşünceyle atık kağıtlardan kağıt hamuru ürünler, marangoz atölyesi atıklarından minik evlerden oluşan köyler, kullanılmış şişeleri boyayarak dekoratif objeler meydana getirmeye başladım. Yaptığım panolar sayesinde ise bazen bambaşka bir dünyaya adım atıyorum. Evren zaman içerisinde tek bir yol gösterir diye düşünüyorum…
veya böyle devam et der. Ama tek bir doğru var ki oda şu anda çocukluğumdan beri yapmak istediğim hayali gerçekleştiriyorum.

Kullandığım Teknikler

Bu teknik ile içimdeki doğal, sade, suni olmayan yanımı ortaya çıkarabiliyorum. Kâğıt hamurundan ürünlerimi yaparken başlangıçtan sonuna kadar bütün aşamalarını kendim yapıyorum.  Arkadaşlarımın iş yerlerindeki atık kâğıtları, çocuklarımın kullanılmış kâğıtlarını, yumurta kartonlarını ve buna benzer birçok atık kâğıt ve karton kullanıyorum. Çevremdeki herkes; arkadaşlarım, arkadaşlarımın arkadaşları, alışveriş yaptığım esnaf; yaptığımdan haberdar ve benim için bu malzemeleri atmak yerine saklıyorlar. Bu kâğıt ve kartonları ufak parçalara ayırıp bir süre suda bekletiyorum. Yaklaşık bir gün sonra sıkıp, parçalayıp, un ve tutkal ile karıştırıp hamur haline getiriyorum. Daha sonra tasarım aşaması başlıyor. Tasarladığım ürünü; bazen tek bir seferde, bazense ara ara kurumasını bekleyerek 2-3 seferde; tamamladıktan sonra hava sıcaklığına göre yaklaşık bir hafta tam kurumasını beklemem gerekiyor. Ürün kuruduktan sonra da çeşitli tesfiye ve renklendirme işlemleri geliyor. Bu aşamada çeşitli akrilik boyalar, yağlı boyalar, epoksi reçine gibi ürünler kullanıyorum. Şimdi sıra fotoğraflamada. Fotoğraf çekimini ve sosyal medyada paylaşılmasını özellikle kendim yapıyorum. Çünkü eserimin tam rengini ve ortaya çıkartılması gereken doku kısımlarını benden iyi başka kimse bilemez. Son olarak da sıra sizde…

Birçok eserimde çok çeşitli dokular kullanmayı seviyorum. Bunu bazen sadece akrilik boya ile yaparken bazen de üst üste 5-6 farklı yöntem ve malzeme kullanabiliyorum. Bu dokuları yaparken akrilik ve yağlı boyalar, bu boyalara hacim veren veya incelten çeşitli medyumlar, alçı, kum, çimento, talaş, ip, kuruyemiş kabukları, file, yumurta kabuğu, şişe kapakları, ucu açılan kalem çöpleri gibi birçok aklınıza gelebilecek ve gelemeyecek malzeme kullanıyorum. Sanırım bu merakım küçüklükten başlamış. Çam fıstığı kabuklarını ve kalem çöplerini daha o zamanlar biriktirmeye başlamıştım. Annem bana “çöpçü kızım” derdi…😊

Resin Art’da sanatsal epoksi kullanıyorum. Sanırım bu tekniği benim içimdeki farklı bir yani tatmin ettiği için seviyorum. Parlak ve frapan…. Reçineyi de tek başına kullanmak hoşuma gitmiyor. Muhakkak bir şeylerle harmanlamam gerekiyor. Bazen tablolarımdan, bazen küçük ev projelerimde, bazen de kağıt hamuru ürünlerimde kullanıyorum.

Esasında buna bir teknik demek pek mümkün değil. Daha çok içimden gelen, doğaçlama bir şekilde yürüyen ürünler. Burada da çoğunlukla marangoz tanıdıklarımın ve babamın atölyesinden arta kalan ahşap parçaları kullanıyorum. Hatta bazen oda kokusu çubukları, deniz kabukları, taşlar, kurutulmuş bitkiler, çam kozalakları, meşe palamutları, kopmuş kırılmış dal parçaları, sebze meyve fileleri gibi birçok malzeme kullanıyorum. Yolda yürürken etrafımda gördüğüm birçok malzemeyi toplayıp eve dönüyorum. Eşim “sağa sola bakınırken bir gün düşeceksin” diye kızıyor bana. Sonuçta etrafımdaki herşey benim için bir sanat malzemesi.